Olayın başlangıçta kaza olarak kaydedilmesine rağmen soruşturmada ortaya çıkan şüpheler, Dr. Kıyak'ın ‘tasarlayarak kasten öldürme’ suçlamasıyla tutuklanmasına neden olmuştu.
Olay Günü Ne Olmuştu?
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi'nde psikiyatri asistanı olan Dr. Serdar Kıyak, ilk ifadesinde navigasyona bakarken kontrolü kaybettiğini ve eşiyle oğlunun uyuduğunu belirtmişti.
Ancak savcılık soruşturmasında dikkat çekici çelişkiler ortaya çıktı:
Kazanın gerçekleştiği yolda herhangi bir fren izine rastlanmaması, şüpheleri artırdı.
Ardından Dr. Kıyak'ın olay sonrası acil yardım hattını (112) aramadığı tespit edildi.
Soruşturma dosyasına giren önemli iddialar arasında, Kıyak'ın aynı hastaneden bir psikologla (D.C.) ilişkisi olduğu ve eşi Gülşah Kıyak'ın yakın arkadaşlarına gönderdiği mesajlarda tehdit edildiğini ve eşinin kendisine zarar vereceğini söylediği bilgileri yer aldı.
Bu deliller ışığında Dr. Serdar Kıyak, 17 Eylül'de çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Cezaevindeki İkinci Girişimi Sonu Oldu
Tutuklanmasının ardından Bafra'da bulunduğu cezaevinde de kendini asarak intihar girişiminde bulunan Serdar Kıyak, tedavi edilmek üzere Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne sevk edilmişti.
Tedavisinin ardından tutuklu bulunduğu Elazığ 1 No'lu Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'na nakledilmişti.
Koğuşun havalandırma penceresinin korkuluklarına çöp poşeti kullanarak kendini asan Dr. Serdar Kıyak'a infaz koruma memurları anında müdahale etti.
Ambulansla cezaevi semt polikliniğine kaldırılan Kıyak, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti.
