Ancak boşanmanın ardından gelen bir telefon, tüm hayatını alt üst etti. Bir komşusunun ihbarı üzerine harekete geçen A., üç çocuğunun ikisinin biyolojik babasının kendisi olmadığını öğrenmek için hukuki süreç başlattı.
Mahkeme Kararıyla DNA Testi
Hüseyin A., Antalya 13. Aile Mahkemesi'ne başvurarak babalık davası açtı. Antalya Adli Tıp Grup Başkanlığı'nda yapılan ilk DNA testi sonuçları, şok edici gerçeği ortaya çıkardı: A.'nın 16 yaşındaki oğlu E.A.'nın biyolojik babası olduğu kesinleşirken, 13 yaşındaki H.A. ve 10 yaşındaki E.A. isimli iki kız çocuğunun biyolojik babalığı yüzde 99.99 olasılıkla reddedildi.
Mahkeme, bu rapor doğrultusunda iki kız çocuğunun soy bağının reddine karar verdi.
Gerçek Baba Kuzen Çıktı
Hüseyin A.'nın eski eşi Ş.T., mahkemenin bu kararı sonrası bu kez çocukların biyolojik babası olduğu iddia edilen kuzen M.K. hakkında babalık davası açtı. Dava sürerken Ş.T.'nin geçtiğimiz Ağustos ayında vefat etmesiyle süreç daha da karmaşıklaştı. Mahkemece istenen ikinci DNA testinde, M.K.'nin iki kız çocuğunun yüzde 99.9 oranında biyolojik babası olduğu kesinleşti.
"Çocuklar Ortada Kaldı"
Gündüz otelde, akşamları ise inşaatlarda çalışarak ev borcunu ödemeye çalıştığını belirten Hüseyin A., gelinen noktada büyük bir vicdan azabı ve çaresizlikle karşı karşıya. Biyolojik baba M.K.'nin DNA testi sonucunu hâlâ kabullenmediğini dile getiren A., yetkililere çağrıda bulundu: "Bu çocuklara yazık, günah. Kız çocuğu ve ortada kaldılar. Dede ve ninesinin yanında yaşıyorlar ama onlar da yaşlı, vefat ettiklerinde bu çocuklar ortada kalacak."
Hukuki Süreç Devam Ediyor
Dava sürecinin devam ettiğini ve bir sonraki duruşmanın 3 Aralık'ta görüleceğini kaydeden Hüseyin A., eski eşinin vefatı nedeniyle mahkemenin iki kız çocuğu için kayyım atayacağını söyledi. Ayrıca, biyolojik babanın ilk DNA testi sürecini başlattığı andan itibaren üzerindeki ev ve araba gibi malları eşi ve oğluna devrederek mal kaçırdığını iddia eden A., hukuki olarak tazminat davası açtıklarını ve sürecin sonuna kadar takipçisi olacaklarını belirtti. Üzücü bir diğer detay ise, iki kız çocuğunun abileri dışında Hüseyin A. ile hiçbir şekilde görüşmüyor olması.