"Yeşilçam" kelimesi, küçüklüğümüzden bu yana bize sıcak bir anıları hatırlatır. Bu dönemin en değerli hazinesi, şüphesiz ki o unutulmaz oyuncularıdır.
Kemal Sunal, Adile Naşit, Hulusi Kentmen, Türkan Şoray...
Kimisi babamız, kimisi nenemiz, kimisi abimiz, kimisi ise ablamız olmuştu. Hepsi ailemizin birer ferdi gibiydi.
Yeşilçam'a olan ve bitmeyen merakımızın sebebi, o filmlerin samimiyetinde gizli.
Kısıtlı imkanlara rağmen büyük aşkları ve toplumsal dertleri en içten haliyle anlattılar.
Yeşilçam, sadece izlediğimiz filmler değil, küçüklüğümüzün ta kendisi, ortak kültürümüzün en güçlü damarıdır.
Peki Yeşilçam'a İsmini Veren Kim Veya Nedir?
Yeşilçam ismi, İstanbul'un Beyoğlu semtinde, Taksim'e yakın bir yerde bulunan Yeşilçam Sokağı'ndan gelmektedir.
1980'li yıllardan önceki zamanlarda, Türk sinema sektöründeki film şirketlerinin ve yapımcıların yazıhanelerinin büyük bir çoğunluğu bu sokakta bulunuyordu.
Bu yoğunlaşma nedeniyle, zamanla Türk sineması ve onun özellikle o dönemdeki ürünleri, adeta bir marka gibi, bu sokağın adıyla anılmaya başlanmıştır.
Yeşilçam, bir nevi Türkiye'nin Hollywood'u gibi kabul görür.
