Dündar, "Yolun sonuna geldik" diyerek duyurduğu ayrılık kararının, kurumdan gelen bir talep üzerine değil, tamamen kendi iradesiyle gerçekleştiğini özellikle vurguladı.
Dündar, 13 yıla yayılan bu süreçte hem gazetedeki binlerce köşe yazısının hem de televizyon programlarının ekrana geldiğini hatırlattı.
Kurum sahibine ve tüm çalışanlara teşekkürlerini iletirken, bu uzun dönem boyunca yazılarına virgül dahi dokunulmadan, tam bir editoryal özgürlük içinde çalıştığını dile getirdi.
Kurum İçi Çalkantı ve Yeni İsimler
Dündar'ın bu kararı, Sözcü Medya Grubu'nda bir süredir devam eden ve üst düzey isimleri kapsayan büyük değişimlerin hemen sonrasına denk gelmesi nedeniyle dikkat çekici bulundu.
Son yeniden yapılanma sürecinde, Sözcü TV’de görevli Genel Yayın Yönetmeni Özgür Çakmakçı da dahil olmak üzere, yayın koordinatörleri, haber müdürleri, sunucular ve muhabirlerin de bulunduğu toplam 14 çalışanın işine son verilmişti. İşten ayrılan önemli isimler arasında Hakan Durmuş, Emel Okaygün, Dora Mengüç, Cem Özkeskin, Gülşah İnce, Fırat Fıstık, Meral Danyıldız, Ozan Kelleci, Mehmet Bal ve Onurcan Kankal gibi isimler yer alıyordu.
Bu toplu ayrılığın ardından kurumun üst kademesi yeniden şekillendirildi:
- Yılmaz Özdil, Sözcü Medya Grubu'nun başkanlığına getirildi.
- İpek Özbey, Sözcü TV'nin yeni Genel Yayın Yönetmeni olarak görevlendirildi.
Tepkiler ve Basın Özgürlüğü Tartışması
Aynı anda çok sayıda çalışanın işten çıkarılması, özellikle muhalif medya üzerindeki artan baskıların gölgesinde gerçekleştiği için, sosyal medyada ve kamuoyunda eleştirilere neden oldu.
Bazı çevreler bu toplu tasfiyenin zamanlamasına tepki gösterdi.
Uğur Dündar'ın ayrılışını "Kimse bana git demedi" notuyla açıklaması, grubun yeniden yapılanma sürecindeki gönüllü bir kararı olarak kayıtlara geçti.
Ancak bu veda, Sözcü Grubunun tarihinde önemli bir dönemeç noktası olarak değerlendirilmektedir.
