Doğa fotoğrafçısı Ferzende Coşar'ın 17 yıl önceki fotoğrafları ile güncel görüntüler arasındaki çarpıcı fark, göldeki vahim çekilmenin boyutlarını net bir şekilde ortaya koydu.
Çekilmenin Boyutları ve Gözlemler
Erciş kıyılarında, 17 yıl önce sular altında olan iskelenin bugün tamamen karaya çıkması ve hatta eski göl zemininde otların yetişmesi, değişimin en somut kanıtı.
Fotoğrafçı Coşar'ın ifadesine göre, sadece yıllar içinde değil, son 2 yılda bile göl ile kara arasındaki mesafenin giderek açıldığı ve çekilmenin hızlandığı görülüyor.
Su seviyesinin düşmesiyle birlikte daha önce su altında kalan tarihi kalıntılar ve dünyanın en büyük mikrobiyalitleri gün yüzüne çıktı.
Uzman Görüşü
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Mustafa Akkuş, Van Gölü'ndeki ciddi su kaybının ana nedenlerini açıkladı:
'Göl, dışarıdan hiçbir su girişi olmayan kapalı bir havzadır. Bu nedenle, sadece kar ve yağmur sularıyla beslenirken, su çıkışı yalnızca buharlaşma yoluyla gerçekleşir.
Su kaybının temelinde, özellikle kış aylarında yaşanan yağış azlığı yatmaktadır. Örneğin, son yıllardaki bir Şubat ayında yağışlar mevsim normallerinin yüzde 60 oranında altında kalarak gölün beslenmesini engelledi.
Yağışlardaki düşüşe ek olarak, yaz aylarında mevsim normallerinin çok üzerindeki sıcaklıklar buharlaşmayı kat kat artırdı. Dr. Akkuş, göle giren her bir damla suya karşılık gölden 5-6 damla suyun buharlaşarak uzaklaştığını belirtiyor.
Göldeki çekilmenin boyutunu en iyi gösteren ise somut kanıtlardır. 5-10 sene önce suyun içinde olan iskeleler, bugün artık karada ve gölden kilometrelerce uzakta kalmıştır.'
Doğa fotoğrafçısı Ferzende Coşar, çekilmenin çok vahim bir durum olduğunu vurgulayarak, ‘Önümüzdeki yıllarda yeterince yağış yağmazsa daha kötü bir manzarayla karşı karşıya kalmamız kaçınılmazdır’ uyarısında bulunuyor.
Geçmişte plaj olarak kullanılan veya balıkçılık yapılan alanlar, artık ne yazık ki çölü andıran bir manzaraya dönüşmüş durumda.
