Eleştirilerin hedefi, iktidar partisine yakın isimlerin sınavsız ve mülakatsız atamalarıydı.

'Hiç Mi Utanmıyorsunuz' Çıkışı

Muhalefetin sesi olan CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, kürsüdeki konuşmasında iddiaları somut örneklerle destekleyerek, meseleyi kişiselleştirdi.

Binlerce üniversite mezunu gencin iş bulma mücadelesi verirken, bazı siyasetçi ailelerinin çocuklarının kolaylıkla kilit noktalara yerleştirilmesini dile getirdi.

Günaydın, 26. Dönem AKP Milletvekilliği yapmış bir ismin kızının rektörlüğe, oğlunun ise müşavirlik pozisyonlarından genel müdür yardımcılığına kadar yükseldiğini anlattı. Bu akraba-yandaş atamaları zincirini anlattıktan sonra, iktidar sıralarına dönerek 'Hiç mi utanmıyorsunuz be kardeşim?' diyerek meydan okudu ve Türkiye'de adaletin ve liyakatin mutlaka tesis edileceği sözünü verdi.

Akpli Ozlem Zenginin Mecliste Gurur Duyuyoruz Cikisi Liyakat Tartismasini Alevlendirdi1

'Utanmıyoruz, Gurur Duyuyoruz' İfadesi Şaşırttı

Bu ağır itham karşısında AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin yanıt hakkını kullandı.

Zengin, Günaydın'ın üslubunu hedef alarak, 'Arka arkaya insanlara dönüp 'utanmıyor musunuz' dediğinizde nasıl bir cevap bekliyorsunuz ki?' diye sordu ve ardından tarihi bir cevap verdi: 'Evet utanmıyoruz, gurur duyuyoruz yaptığımız işten.'

Zengin'in, tartışmalı alımları adeta bir başarı olarak sahiplenen bu sözleri, Meclis kayıtlarına geçti ve kamuoyunda büyük bir şok etkisi yarattı.

İmamoğlu'ndan ‘Diploma’ Savunmasında Sert Çıkış: “Bu Dava, Adaylığımı Engelleme Operasyonudur!”
İmamoğlu'ndan ‘Diploma’ Savunmasında Sert Çıkış: “Bu Dava, Adaylığımı Engelleme Operasyonudur!”
İçeriği Görüntüle

Özlem Zengin'in, yeğenini Cumhurbaşkanı Erdoğan ile tanıştırması ve ardından yeğeninin Konya Hakimliği'ne atanması hadisesinin de bu tartışma zemininde yeniden anımsanması, meselenin yalnızca siyasi bir atışma değil, derin bir etik krizi olduğu algısını güçlendirdi.

Zengin'in bu 'utanmıyoruz' çıkışı, kamu yönetimindeki kayırmacılık iddialarını inkâr etmek yerine, adeta ideolojik bir duruşa dönüştürerek, Türkiye siyasetindeki liyakat ve adalet çatışmasını en üst düzeye taşıyan ifadelerden biri oldu.