Suudi Arabistan, Mısır, Katar, Ürdün ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi Arap ülkelerinin de liderlerinin yer alacağı bu zirvede, Filistin'deki insanlık dramına çözüm yolları aranacak.
Gazze Zirvesi ve Küresel Yalnızlık
Toplantının ana gündem maddesi, Gazze'nin savaş sonrası yeniden inşası ve bölgede istikrar gücü oluşturulmasıydı.
ABD medyasında yer alan iddialara göre, Beyaz Saray'ın Müslüman ülkelerden Gazze'ye asker göndermesi ve yeniden imar sürecine finansal destek sağlaması talepleri masaya yatırıldı. Ancak asıl beklenti, zirvenin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu üzerindeki baskıyı artırması yönünde. Trump'ın, Netanyahu'dan operasyonları bir an önce sonlandırmasını talep etmesi beklenirken, İsrail'in son dönemde artan küresel yalnızlığı da dikkat çekiyor. Birleşik Krallık, Kanada ve Avustralya'nın Filistin Devleti'ni resmen tanıması, diğer Batılı ülkelerin de benzer adımları atmasıyla İsrail diplomatik anlamda zor bir süreçten geçiyor.
Erdoğan'ın Sesi: Vicdan Sınavı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin meselesinin tüm insanlık için bir vicdan sınavı olduğunu vurguladı. "Sessiz kalmak zulme ortak olmaktır" diyerek uluslararası topluma net bir mesaj verdi. Gazze'deki saldırıları insanlık suçu olarak niteleyen Erdoğan, çözümün tek yolunun bağımsız bir Filistin Devleti'nin kurulması olduğunun altını çizdi.
Erdoğan'ın geçmiş konuşmalarında kullandığı, "Ey İsrail, sen bir örgüt olabilirsin çünkü bu Batı'nın sana borcu çok ama Türkiye'nin sana borcu yok" sözleri, Filistin davasına Türkiye'nin kayıtsız şartsız desteğinin bir göstergesi olarak yankı buldu. Bu ifadeler, sosyal medyada da büyük ilgi gördü ve geniş kitlelere ulaştı.
Kudüs'e Sadakat, Filistin'e Destek
Erdoğan, "Bütün dünya sırtını dönse bile Türkiye, mazlum Filistinlilerin yanında olmaya ve ilk kıblemiz Kudüs'ün tarihi ve hukuki statüsünü savunmaya devam edecektir" diyerek Türkiye'nin duruşunu bir kez daha tescilledi. Bu kararlı duruş, sosyal medyada Osmanlı Padişahı Abdülhamid Han'ın Kudüs'e dair sözleriyle de ilişkilendirilerek, Türkiye'nin tarihi mirasına bir atıf olarak yorumlandı.
Öte yandan, ABD'nin Filistin Yönetimi yetkililerine uyguladığı yaptırımlar ve 89 yaşındaki Filistin lideri Mahmud Abbas'a vize vermemesi gibi olaylar, Trump yönetiminin Gazze sorununa yönelik tutumundaki çelişkileri ortaya koyuyor.