19-26 Aralık 1978 tarihleri arasında yaşanan ve resmi verilere göre 111 canın yitip gittiği o kanlı hafta, bugün TBMM’ye sunulan yeni bir kanun teklifiyle hukuki ve siyasi tartışmaların merkezine oturdu.
Cezasızlık Zırhı ve Arşivlerin Karanlığı
Haber gündemine damga vuran kanun teklifinin en dikkat çekici noktası, katliamın üzerindeki "devlet sırrı" perdesinin kaldırılması talebi.
Dersim Milletvekili Ayten Kordu’nun sunduğu teklifte, 804 sanıklı davaların Yargıtay tarafından bozularak beraatle sonuçlanması ve 1991’deki şartlı tahliye yasasıyla adaletin fiilen rafa kaldırılması eleştiriliyor.
Katliamın "insanlığa karşı suç" olarak tanınması istenirken, toplu mezarların açıklanması ve bir hafıza anıtı inşa edilmesi, geçmişle barışmanın ön şartı olarak sunuluyor.

Siyasi Liderlerden Ortak Vurgu: "Eşit Yurttaşlık"
Siyasi arenada ise Maraş Katliamı üzerinden "toplumsal barış" çağrıları yükseliyor.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, sistematik nefretle yüzleşilmeden gerçek bir demokrasinin kurulamayacağını savunurken, CHP Lideri Özgür Özel, 47 yıldır kapanmayan bu yaranın vicdanlardaki ağırlığına dikkat çekiyor.
Siyasilerin ortaklaştığı "eşit yurttaşlık" vurgusu, meselenin sadece geçmişte kalmış bir trajedi değil, bugünün Türkiye’sini inşa etme mücadelesi olduğunu gösteriyor.

Yarım Asırlık Sorular Cevap Bekliyor
Meclis koridorlarında yankılanan bu yeni hamle,
Maraş’ın tozlu dosyalarını yeniden masaya yatırıyor.
Tanıklara göre can kaybının çok daha yüksek olduğu, yüzlerce ev ve iş yerinin yağmalandığı o yedi günün gerçek faillerinin ortaya çıkarılması, bugün sivil toplumun ve siyasetin en büyük sınavı olarak görülüyor.
Kamuoyu, sunulan bu teklif karşısında siyasi aktörlerin nasıl bir duruş sergileyeceğini ve yarım asırlık bu sessizliğin bozulup bozulmayacağını merakla bekliyor.




