Nükleer silahlar, etkileri patlama anıyla sınırlı kalmayan, nesilleri etkileyecek uzun süreli bir felaketi beraberinde getirir.
Şimdiye kadar yaratılmış en yıkıcı, insanlık dışı ve ayrım gözetmeyen silahlar olarak nitelenen bu başlıklar, hem yarattıkları yıkımın boyutu hem de kalıcı radyoaktif serpintileri nedeniyle diğer geleneksel silahlardan ayrılır.
Yıkımın Boyutu ve Anlık Etkiler
Büyük bir şehrin üzerinde patlatılacak tek bir nükleer bomba dahi milyonlarca insanın ölümüne neden olabilir.
Bu yıkım, üç temel güçle gerçekleşir:
- Termal Flaş ve Yanıklar: Patlama merkezinde Güneş yüzeyini aşan sıcaklıklar oluşur. Bu şiddetli ısı dalgası, kilometrelerce ötedeki canlılarda anında ileri derecede yanıklara yol açar ve büyük yangınları tetikler.
- Şok Dalgası: Oluşan muazzam basınç farkı, devasa bir şok dalgası yaratır. Bu dalga, bölgedeki altyapıyı ve yapıları saniyeler içinde yerle bir eder.
- Ani Radyasyon: Yüksek enerjili nötron ve gama ışınları, yakın mesafedeki insanlarda ölümcül radyasyon zehirlenmesine neden olur.
Bu ayrım gözetmeyen niteliğin en acı göstergelerinden biri, ABD'nin Hiroşima ve Nagazaki'ye attığı bombaların tahmini 38 binden fazla çocuğu öldürmüş olmasıdır.
Modern şehirlerde meydana gelebilecek birkaç patlama dahi on milyonlarca, büyük çaplı bir nükleer savaş ise yüz milyonlarca can kaybına yol açabilir.
Uzun Soluklu Küresel Felaket
Anlık yıkımın ardından gelen uzun vadeli etkiler, tüm gezegeni tehdit eder.
- Radyoaktif Serpinti: Patlamayla havaya karışan radyoaktif parçacıklar, rüzgâr akımlarıyla geniş alanlara taşınarak toprak, su ve gıda zincirini kirletir. Bu serpinti, hayatta kalan popülasyonlarda kanser ve genetik hasar riskini kalıcı olarak artırır.
- Nükleer Kış Tehlikesi: Onlarca veya yüzlerce nükleer bombanın kullanılması durumunda, yangınlardan çıkan duman ve kurum, stratosfere (atmosferin üst katmanları) yayılarak Güneş ışınlarını engeller.
Bu durum küresel iklimi bozarak sıcaklıkların düşmesine neden olur ve dünya genelinde tarımı çökertip yaygın kıtlığa yol açar.
Nükleer silahların kullanımı, sonuçları itibarıyla insan uygarlığının ve doğal ekosistemlerin dayanma sınırlarını aşan, geri döndürülemez bir felaket anlamına gelmektedir.





