İSTANBUL (AA) - BİRİZ ÖZBAKIR - İstinye Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hatice Gülen, Türkiye'de ilk kez tüm yerel zeytinlerin genetik kaynaklarını donma toleransı açısından taradıklarını belirterek, 'sarı yaprak, elmacık, butko ile otur' çeşitlerinin dona karşı en toleranslı grubu oluşturduğunu kaydetti.
Zeytin ve zeytinyağı, Akdeniz bölgesindeki Türkiye, Yunanistan, İtalya ve İspanya gibi ülkelerin kültürlerinde ve ekonomilerinde önemli yer tutuyor. Zeytinciliği etkileyen faktörlerin başında ise iklim değişikliği geliyor ve zeytin için en ideal koşulları yağışlı kışlar ve sıcak, kuru yazlar ile Akdeniz iklimi sunuyor.
İklim değişikliğinin neden olduğu kuraklık, fırtına, sel gibi aşırı hava olaylarının sıklığının ve şiddetinin artması birçok üründe olduğu gibi zeytin tarımını da etkilerken, bu hava olayları arasında don da yer alıyor.
Don olayları zeytinde ve zeytinyağında verimi ve kaliteyi düşürürken, uzmanlar özellikle mart-nisan aylarında don tehlikesi olan yerlerde zeytin yetiştiriciliğinden kaçınılması gerektiğini belirtiyor.
Prof. Dr. Hatice Gülen, Türkiye'deki zeytin çeşitlerinin don toleransını belirlemek üzere Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Bornova Zeytincilik Araştırma Enstitüsü ve TÜBİTAK-MAM'dan geniş bir araştırmacı kadrosuyla araştırma gerçekleştirdi.
- Tescilli 90 çeşit zeytin incelendi
'Türkiye orijinli zeytin çeşitlerinin don toleransının belirlenmesi, zeytinde don toleransı yüksek çeşit geliştirilmesi ve don stresinden sorumlu aday genlerin belirlenmesi' başlıklı araştırmayla ilgili AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Gülen, zeytinin hem meyvesi hem de yağı için yetiştirilen uzun ömürlü bir bitki türü olduğunu söyledi.
Sağladığı ürünlerle insan sağlığı açısından birçok yararının bulunması ve ihracat değerine sahip olması dolayısıyla zeytinin don stresinden nasıl etkileneceğini araştırmak istediklerini belirten Gülen, Bornova Zeytincilik Araştırma Enstitüsü bünyesindeki İzmir-Kemalpaşa Zeytin Gen Bankası'nda bulunan tescilli 90 zeytin çeşidini incelediklerini bildirdi.
Yaptıkları çalışmanın yerel zeytin genetik kaynaklarını donma toleransı açısından tarayan ve çeşitleri soğuk toleranslarına göre kümeleyen ilk ayrıntılı çalışma olduğunun altını çizen Gülen, 'Ülkemizde ilk defa zeytin genetik kaynaklarının tamamı eş zamanlı olarak bu açıdan test edildi ve tüm çeşitlerin dona toleranslarına ilişkin önemli çıkarımlar elde edildi.' dedi.
Don stresinde bitkinin savunma mekanizmasıyla ilgili bazı genlerin değişkenlik gösterdiği sonucuna ulaştıklarını aktaran Gülen, araştırmanın sonuçları hakkında şu bilgileri paylaştı:
'Araştırmamızın sonucunda zeytin çeşitlerinin dona karşı direncinin gerek genetik gerekse mevsimsel olarak önemli değişkenlikler gösterdiğini saptadık. Çeşitleri dona tolerans derecelerine göre en yüksek toleranslıdan en düşük toleranslıya olacak şekilde 5 grup altında topladık. Sarı yaprak, elmacık, butko ve otur olmak üzere 4 zeytin çeşidinin eksi 18 ile eksi 20 derece aralığındaki soğuk uygulamasına karşı çok yüksek tolerans gösterdiğini belirledik. 13 çeşidin ise eksi 11 dereceye kadar soğuk uygulamasına toleransı olduğunu tespit ettik ve nispeten düşük toleranslı olarak değerlendirdik. Diğer çeşitler de bu ikisi arasında kalan grupları oluşturuyor.'
Gülen, DLP, LBR, A-Ind, Zea, STK, Kir-L adlı genlerin ve bu genlerle ilgili proteinlerin don stresine toleransta önemli rolü olduğunu araştırma sonucunda tespit ettiklerini anlatarak, ayrıca ıslah çalışmalarında kullanılabilecek, don toleransında etkili, referans niteliğinde DNA bazlı bir moleküler belirteç geliştirdiklerine değindi.
Yetiştiricilik yapılan alanlara uyumlu çeşitlerin iklim değişikliği nedeniyle değişeceğinden bahseden Gülen, araştırma kapsamında tüm çeşitlerin özelliklerini belirledikleri için üreticilere her iklim koşuluna uygun zeytin çeşidi önerilebileceğini, gelecekte iklim değişikliği sebebiyle bölgelerin değişen sıcaklık haritalarıyla uyumlu çeşitlerin yetiştirilebileceğini vurguladı.
Gülen, böylece olumsuz iklim koşulları sebebiyle bitkilerin ölümcül düzeyde zarar görmesinin önlenebileceğini ve tüm çeşitlerin gen bankalarında koruma altına alınabileceğini dile getirdi.
Zeytin yetiştirilen bölgelerin kritik sıcaklıklarına göre çeşit önerisi için veri bankası oluşturulduğunu bildiren Gülen, araştırmanın, iklim faktörlerinin etkilerinin moleküler düzeyde anlaşılması sayesinde bu faktörlerde meydana gelebilecek değişikliklere hazırlıklı yeni çeşitlerin ıslah yöntemleriyle geliştirilebilmesine de imkan sağladığının altını çizdi.