Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından hazırlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği, Resmi Gazete'de yayımlanarak 2025 yılı için uygulanacak yeniden değerleme oranını (YDO) resmen %25,49 olarak tespit etti.
YDO, TÜİK'in Ekim ayı Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) verilerinin on iki aylık ortalamasına göre belirlenen ve Bakanlıkça ilan edilmesi gereken kanuni bir mecburiyettir.
Ancak bu teknik zorunluluk, Bakan Mehmet Şimşek'in açıklamalarıyla birlikte geniş bir mali politika tartışmasının da kapısını açtı.
Enflasyonla Mücadele Vurgusu
Bakan Şimşek, yeniden değerleme oranının kanunen belirlenmiş olmasına rağmen, yeni yılda vergi ve harçlara yapılacak zamların bu %25,49 oranının altında tutulması için aktif çalışmalar yürüttüklerini belirtti.
Bu yaklaşım, hükümetin enflasyonla mücadele hedeflerini mali disiplin araçlarıyla destekleme kararlılığını gösteriyor.
Şimşek, vergi ve harçlardaki güncellemeyi, yeniden değerleme oranı yerine 'enflasyon hedeflerini dikkate alarak bütçe imkanları doğrultusunda daha düşük oranda' yapmayı planladıklarını ifade etti.
Bu durum, özellikle Motorlu Taşıtlar Vergisi, pasaport, ehliyet harçları ve trafik cezaları gibi milyonlarca vatandaşı doğrudan ilgilendiren kalemlerde beklenen zammın düşürülmesi ihtimalini güçlendiriyor.
Vatandaşın Lehine İstisnalar
Buna karşın, Bakan Şimşek, vatandaşın lehine olan ve gelir vergisi tarifesi başta olmak üzere vergi kanunlarında yer alan istisna ve muafiyet tutarlarında herhangi bir kısıtlamaya gidilmeyeceğinin garantisini verdi.
Bu kritik istisnalar şunlardır:
- Gelir Vergisi Tarifesi Dilimleri: Tarife, %25,49 oranıyla güncellenecek.
- Çalışanlara Yönelik İstisnalar: Yol ve yemek paralarına ilişkin istisna tutarları.
- Sosyal Destek İstisnaları: Engelli vatandaşların yararlandığı gelir vergisi indirimi tutarları.
- Kazanç ve Kira İstisnaları: Kira gelirlerindeki, değer artış kazançlarındaki ve arızi kazançlardaki istisna tutarları.
- Esnaf ve Basit Usul Limitleri: Esnaf muaflığı limiti, basit usule tabi mükelleflerin kira ve kazanç istisnası hadleri gibi sınırlamalar.
Böylece, devlet bir yandan vergi artışlarına 'fren' koyarak maliyetleri kontrol altında tutma mesajı verirken, diğer yandan vatandaşın vergi yükünü hafifleten istisna ve muafiyetleri kanuni oranda artırarak mali dengeyi koruma amacını ortaya koymuş oldu.
