Kurban Bayramı, bir ibadetin çok ötesinde, toplumsal dayanışma, yardımlaşma ve kardeşlik duygularının en güzel şekilde yaşandığı özel bir dönemdir.
Filistin'deki acılar adaletin ve merhametin önemini bir kez daha hatırlatırken, Kâbe'den yükselen dualar tüm İslam âlemi için barış ve huzur temennisi taşır. Türkiye'nin terörsüz bir gelecek hedefi, birlik ve beraberliğin gücünü vurgularken, Batman'da kurban etlerinin ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması paylaşmanın en güzel örneklerinden birini sergiliyor.
Ekonomik zorluklara rağmen müminlerin kurban ibadetini yerine getirme çabası, iman gücünün ve Allah'a olan teslimiyetin göstergesidir. Bu bayramda sadece kurban kesmekle kalmayıp, kalplerimizi de arındırmalı, mazlumların yanında durmalı ve toplumsal sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz.
Kurban Bayramı: Teslimiyet ve Paylaşımın Simgesi
Kurban Bayramı, bizlere Hazreti İbrahim'in (as) ve oğlu İsmail'in (as) mutlak teslimiyetini hatırlatır. Kur'an-ı Kerim'de de geçtiği üzere, İbrahim (as) rüyasında oğlunu kurban etmesi emrini aldığında, İsmail (as) tereddütsüz bir şekilde babasına "Babacığım! Sana emredileni yap; inşallah beni sabredenlerden bulacaksın" diyerek karşılık vermiştir. Bu büyük imtihan, Allah'ın lütfuyla İsmail (as) yerine bir koçun kurban edilmesiyle sonuçlanmıştır.
Bu olay, kurban ibadetinin sadece bir hayvan kesmekten ibaret olmadığını, aksine Allah'a karşı tam bir teslimiyetin ve fedakârlığın sembolü olduğunu açıkça gösterir. Peygamber Efendimiz (sav) de hadis-i şeriflerinde kurbanın faziletine dikkat çekmiştir: "Âdemoğlu Kurban Bayramı günü Allah katında kurban kesmekten daha sevimli bir amel işlemez..." (Tirmizi, Edahi, 1). Bu hadis, kurbanın manevi boyutunu ve müminler için taşıdığı değeri vurgular.
Kurban Bayramı, her yıl olduğu gibi bu yıl da paylaşma, yardımlaşma ve dayanışma ruhunu pekiştirme fırsatı sunuyor. Ekonomik koşullar ne olursa olsun, bu bayramın özündeki manevi zenginlikten mahrum kalmamalıyız. Önemli olan, niyetin halis olması, kardeşlik ruhunun yaşatılması ve ihtiyaç sahiplerinin unutulmamasıdır. Unutmayalım ki kurban, gönülleri birleştiren, küslükleri bitiren ve toplumsal bağları güçlendiren mübarek bir ibadettir.
Batman'da Kurban Etlerinin Dağıtılması: Bir Sorumluluk Bilinci
Kurban Bayramı'nın en esaslı ve bereketli ritüellerinden biri, şüphesiz kurban etlerinin ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmasıdır. Bu kadim gelenek, yalnızca bir ibadetin yerine getirilmesi değil, aynı zamanda toplumsal dayanışma, yardımlaşma ve merhamet duygularının pekişmesi için önemli bir fırsattır. Bu bağlamda, Batman'da kurban etlerinin hak sahiplerine ulaştırılmasına gösterilen özen takdire şayandır ve bizlere büyük bir mutluluk vermektedir.
Kurban, sadece kesilen bir hayvanın etiyle sınırlı değildir; o, aslında bir paylaşım deklarasyonu, bir köprü kurma eylemidir. Yüce dinimiz İslam, zengin ile yoksul arasındaki uçurumu kapatmayı, imkân sahiplerinin imkânı olmayanlara el uzatmasını emreder. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav)'in "Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir." hadis-i şerifi, bu sorumluluğun ne denli büyük ve kapsamlı olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Bu mübarek söz, Kurban Bayramı'nda etlerin hak sahiplerine ulaştırılmasının sadece bir lütuf değil, aynı zamanda bir görev ve bir emanet olduğunu bizlere hatırlatır.
Günümüzün zorlu ekonomik koşullarında bu paylaşım ruhu her zamankinden daha da büyük bir anlam kazanmaktadır. Gıda fiyatlarının arttığı, geçim sıkıntısının derinleştiği bu dönemde, kurban etleriyle ihtiyaç sahiplerinin sofralarına ulaşmak, onların yüzünde küçük bir tebessüm oluşturmak, sadece fiziksel bir doygunluk değil, aynı zamanda manevi bir teselli ve umut da sunar. Kurban, bu zor zamanlarda bile kardeşlik bağlarımızın ne kadar güçlü olduğunu gösteren somut bir delildir. Batman'da sergilenen bu hassasiyet, kurbanın ruhuna uygun bir şekilde hareket edildiğinin önemli bir göstergesidir. Unutmayalım ki, bu bayramın asıl hikmeti, kalplerdeki şefkat ve cömertlik tohumlarını yeşertmek, toplumun her kesimini kucaklamaktır.
Kurban Bayramı: Gönüller Birleşirken
Kurban Bayramı, sadece et paylaşımından ibaret değil; gönüllerin buluştuğu, küskünlüklerin bittiği, paylaşma ve dayanışmanın doruğa çıktığı müstesna bir zamandır. Ekonomik koşullar ne olursa olsun, bu bayramın özündeki manevi zenginlikten asla mahrum kalmamalıyız. Büyükbaş kurban kesemeyenler küçükbaşla, hatta hiç imkânı olmayanlar komşularının ikram ettiği etlerle bayramın bereketine ortak olabilirler. Önemli olan, halis niyet, kardeşlik ruhunu yaşatmak ve ihtiyaç sahiplerini unutmamaktır.
Kurban, bizlere bencillikten sıyrılmayı, şükretmeyi ve başkalarını düşünmeyi öğretir. Filistin'den Kâbe'ye, Türkiye'nin dört bir yanından Batman'a uzanan bu kardeşlik zinciri, Kurban Bayramı'nın en değerli armağanıdır.
Bu duygu ve düşüncelerle, tüm İslam âleminin Kurban Bayramı'nı en içten dileklerimle kutluyor, bayramın tüm insanlığa barış, huzur ve refah getirmesini Yüce Allah'tan niyaz ediyorum. Bayramınız mübarek olsun!
Kalın sağlıcakla,